Diyarbakır Escort, Escort Diyarbakır Bayan, Escort Diyarbakır

Kommentarer · 9 Visningar

TACİZLERİN ÖNÜNE EĞİTİMLE GEÇİLEBİLİR
Erişkinliğinde farklı alanlara yönlendirilmiş sebeplerle psikolojik takviye edinmek durumunda kalan hastalar incelendiğinde bu kişilerin.

TACİZLERİN ÖNÜNE EĞİTİMLE GEÇİLEBİLİR
Erişkinliğinde farklı alanlara yönlendirilmiş sebeplerle psikolojik takviye edinmek durumunda kalan hastalar incelendiğinde bu kişilerin manâlı bir kısmının çocukluğunda değişik cinsel travmalar geçirdiği, tacize inanız kaldığı görülür. Bu cins tacizlerin önlemek çocuğa cinsel eğitim vermekle muhtemel olur. Cinsellikle ilgili farkındalık kazandırılan çocuk, mümkün bir taciz durumunda besbelli masum bir durumun olmadığını bilir ve durumdan büyüklerini farkında edebilir.
Cinsel eğitimle cinsel özgürlüğün ve tesadüfen cinselliğin kuşkusuz birbirinden bambaşka tutulması gerekiyor. Her hangi bir konuda çocuğa doğru şekilde eğitim verilmezse çocuk o konu hakkında kulaktan dolma, asılsız bilgiler edinebilir. Bunun daha büyük sakıncaları vardır. Çocuk kendisinden sadece birkaç yaş büyük bir çocukla cinsellik taşıyan bir oyun oynayabilir, oyun esnasında ne yaptığının farkında olmadan hoşlanma duygusu hissedebilir, Diyarbakır Escort sonrasında oyun cinsel tacize değin varabilir. Bu yüzden çocuğa bulunduğu yaşa uygun bir şekilde muhakkak bir cinsel eğitim verilmeli. Eğer cinsellik çocuk için defalarca tabu olarak kalmaya devam ederse ileriki yıllardı başka sorunlar da yaşanabilir; örneğin söz konusu olan bir kız çocuğuysa vajinusmus hastalığına yakalanabilir ve evliliğinde sorunlar çıkabilir.

30.12.2007 günü saat 18.26'da H.Ümit SAYIN ile G. S. arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Ü.SAYIN'ın "Askerlerin durumu çok korkunç ya" "YÖK gitti tamamen" "Yargıda gitti" "Ordu zaten ele geçirmiş vaziyetteler" "Ordu çoktan teslim olmuş, meğer bizi boşuna Cumhuriyeti ortaya çıkmışız Orduya güvenip" dediği, G.S.'in "...Ümit'ciğim Atatürk'ün Ordusu yok" dediği, Ü.SAYIN'ın "Demokrasi olur mu canım bu resmen Sivil Darbe Faşizm bu" "Halk niye bir şey yapmıyor, Sivil Toplum Örgütleri silahlanacak mı, senin silahlı gücün var" "Sen istersen 35 Maddeye Ülkenin bütünlüğü bozulan ve rejimi bozan davranışları hoş karşılamıyorum deyip daha önce yaptığın gibi binersin tepelerine" "Cumhuriyetin yıkılmasının ana parametlerinin hepsi tamamlandı daha ne bekliyor bu adamlar" dediği, G.S.'in "Cumhuriyetin Türkiye Cumhuriyeti olmaktan çıktı İslam Cumhuriyet Şeriatçı Devlet" "Askerimizde maşallah aldığı talimatlarla Amerika'dan aldığı talimatlarla maşallah gidiyor geliyor" dediği, Ü.SAYIN'ın "Bu kadar ödleklik olabilir mi ya ben artık hayretler içerisinde kalıyorum bu vatana ihanet bu, yani eğer şuan ki aşamada hiçbir şey yapmıyorsunuz bu Vatana ihanet başka açıklaması var mı" dediği,

Osman'ın barda beyaz bir bez üzerine Arapça bir şeyler yazdığını, bu bezi İsmail'e verdiğini, bombayla birlikte bu bezi Cumhuriyet Gazetesinin bahçesine atmasını söylediğini, Osman'ın arabasıyla Cevahir'in önüne kadar gittiklerini ve orada indiklerini, Cumhuriyet gazetesinin yerini İsmail'e gösterdiklerini, İsmail'in bombayı atmaya gideceğini, kendisinin Osman'la oradan ayrılacağını, planlarının bu şekilde olduğunu, ancak İsmail'in İstanbul'u bilmediği için bombayı atmaya gitmekte çekindiğini fark ettiğini, kendisinin yanında gitmek istediğini ancak Osman'ın ısrarla gitmemesini istediğini, fakat İsmail'i yalnız bırakmak istemediğini ve gazetenin oraya doğru ilerlemeye başladıklarını, bu esnada İsmail'in barda üzerine Arapça bazı şeyler yazmış olduğu bezi yol üzerinde bir varilin içerisine attığını, oraya vardıklarında saatin 23 sıralan olduğunu, etrafın sakin ve hiç kimsenin olmadığını, yan yana yürürken İsmail'in bombanın pimini çektiğini ve bahçeden içeriye attığını, hatta kulaklarım kapatarak kaçmaya başladıklarını, fakat patlama sesi duymadıklarını, kaçarken bombanın piminin İsmail'in elinde olduğunu, ticari bir taksiyle Coco Bar'a geldiklerini, bara geldiklerinde Osman, Erhan ve Alparslan ARSLAN'ın orada oturuyor olduklarını, Alparslan ARSLAN'ı ilk olarak burada gördüğünü, Osman'ın kendilerine hitaben patlamadı mı diye sorduğunu, pimi çektiklerini ancak bombanın patlamadığını söylediğini, hatta İsmail'in elindeki pimi Osman'a gösterdiğini, bunun üzerine orada Alparslan ve Osman'ın biraz çıkışarak bombanın neden patlamadığını sorduğunu, Osman'ın da bombada arıza olabileceğini söylediğini,

Aralarında bir süre merhabalaştıktan sonra düzenlenecek olan bir ekonomi toplantısından ve bu toplantıya konuşmacı olarak katılacak kişilerden bahsettikten sonra, Tümep'in bir yemekli toplantısına değindikleri ve bu toplantı ile alakalı olarak Bedri'nin "Ya şimdi aslında çok benim beklemediğim bir katılım di herkes vardı orda. İlhan Selçuk, Hurşit Tolon, Şener Eruygur, YARSAV Başkanı, bu Danıştay, Yargıtay, Üniversitelerden bayağı seçkin bir topluluktu 70 kişi vardı Şener ERUYGUR bayağı da uzun sürdü yedide başladı on birde bitti, dört saat süren toplantı oldu. Şener ERUYGUR yani bir araya gelmek gerekir, Ulusalcıların birleşmesi gerekir diye özeti bu olan birazda halkı suçlayan, bu cumhuriyet mitinglerinde toplandı bu kadar kalabalıklar ne oldu, bir şey çıkmadı öyle bir konuşma yaptı." Dediği, devamında bir süre Bedri'nin söz konusu toplantıdaki konuşmasından bahsettiği, daha sonra Doğu PERINÇEK'in "keşke şeyi esas söyleseydin O GÜN İNDİRMEK VE MİLLİ BİR HÜKÜMET KURMAK MÜMKÜNDÜ ona yanaşmadı Şener ERUYGURLAR Cumhurbaşkanı istifaya davet etseydin. Esas onu söylemek lazım, alternatif o bence, yani İşçi Partisine oy ver diyerek te bir çözümü olmazdı." dediği, devamında Bedri'nin "Sonrasında İLHAN SELÇUK en sonunda bir kapanış konuşması yerine geçecek bir konuşma yaptı, ama oda böyle Orduya karşı kırgınlığını ve eleştirilerini özeti oydu yani. Bu hem Iraktan çekilme konusu hem de genel olarak tutumuyla ilgili böyle çok şeyler bekleyen ve beklediğini bulamayan bir hayal kırıklığı içerisinde özeti o olan bir konuşma yaptı" dediği, ... ve toplantıya Sıtkı ULAY isimli yaşlı bir paşanın da katıldığını belirttikten sonra görüşmenin sona erdiği,
Kommentarer